Kurt Cobain adıyla bilinen Kurt Donald Cobain 20 Şubat 1967 de Hoqiam - Washington da doğmuştur. 80 li yıllarda Nirvana grubunu kurmuş ve Bir süre sonra Seattle’da yer alan plak şirketlerinden biri, Sub Pop tarafından keşvedilen grup 1988 yılında ilk single’ları “Love Buzz/Big Cheese”i kaydetmiştir. 1989 yılının Haziran ayında ise 600 $’a kaydedilen ilk albümleri “Bleach” piyasaya çıktı. Bu albümün piyasaya çıkmasının ardından Portland ve Oregon’u kapsayan küçük bir turneye çıkan grubun solisti Kurt Cobain daha sonra eşi olacak Courtney Love’la da bu turne sırasında tanıştı.
Nirvana’nın asıl büyük çıkışı ise 1991 yılında katıldıkları Reading Feastivali’nde gerçekleşti. Bu festival sırasında kaydedilen ve bir belgesel niteliği taşıyan “1991: The Year Punk Broke”la birlikte grubun adı tüm dünyada duyuldu.
Nirvana en büyük çıkışını 1991 yılında nevermind albümüyle başardı. Fakat bu dönem Kurt Cobain 'in hem fiziksel hemde ruhsal olarak çökmeye başladığı dönemdi. 3 platin ödüle layık görülen ve dünya çapında 10 milyon kopya satan Nevermind’dan çıkan single “Smells Like Teen Spirit” ise MTV’nin sürekli yayınladığı kliplerden biri oldu.
Müzikal başarılarının yanı sıra maddi açıdan da oldukça iyi duruma gelmeye başlayan grubun solisti Kurt Cobain ise bütün bu bolluğun yanında içine kapanmayı ve kendi dünyasını yaratmayı tercih etti. Bu sırada 1992 yılının Şubat ayında Hole grubunun solisti olan Courtney Love’la Hawaii’de evlendi. 18 Ağustos’ta ise kızları Frances Bean dünyaya geldi.
Nirvana’nın üçüncü stüdyo çalışmaları Kurt Cobain’in sağlık problemleri sebebiyle ertelenedi. Kronik mide sancılarından şikayetçi olan Cobain çok sık hastaneye kaldırılmaya başladı. 1992 yılında ise Geffen, Nirvana hayranlarının sabrını daha fazla zorlamamak için grubun B-Side’larından oluşan bir toplama albümü, “Incesticide”ı piyasaya sürdü.
1994 yılının başlarında Nirvana’nın Avrupa turnesi, Kurt Cobain’in sağlık problemleri yüzünden yarıda kesildi. Italyada iken Kurt komaya girdi (ki bunun başarısız bir intihar denemesinin bütün izlerini taşıdığı daha sonradan açıklandı) . Aynı yılın Mart ayı sonlarında ise Cobain, Los Angeles’taki bir rehabilitasyon merkezine yatırıldı . Bir gün sonra da kaçtı. Ve Seattle’a geri döndü. Bu olaydan yedi gün sonra yani 8 Nisan’da Cobain, Seattle’daki evinde ölü bulundu.
Vee Herşey Burdan Sonra Başlıyor...Peki Bu İntihar mı yoksa cinayet mi?
Kurt, ardında bir adet veda notu ve bir yığın mantıksal çelişki bırakmıştı. Şöyle bir kaç paragraf boyunca bunları izleyelim:
* İlk olarak Kurt Cobain'in ölümü sırasındaki genel duruma bir bakalım. Öncelikle bilmeliyiz ki Kurt ve Courtney ayrılmanın eşiğindeydiler ve iş mahkemeye intikal etmişti. Courtney pekala Kurt'un ilişkilerinin bittiğinin farkında olduğunu biliyordu. Courtney en acımasız "boşanma" avukatlarından birini tutmuştu ve Kurt'un cüzdanını hafifletmeye kararlıydı.
* Birisi, her kimse, Kurt Cobain'in öldükten sonra bulunamayan kredi kartını kullanmaya teşebbüs etmiş, ama hesap iptal edildiği için başarısız olmuştu. Halen bu kişi bulunamadı.
* Cobain bir suikaste kurban gitmekten veya kısaca öldürülmekten korkuyordu ve kendi canına kıydığı silahı, uyuşturucu tedavisi için Los Angeles'daki kliniğe yatmadan önce satın almıştı. Her ne kadar klinikten çıkıp Seattle'daki evine döndüğünde, doğrudan intihar amaçlı olarak aldığı söyleniyorsa da bu gerçek değil. Silahta üç mermi vardı ve tümüyle savunma amaçlı olarak doldurulmuştu.
* Aslında ortada herhangi bir intihar mektubu falan olduğu tartışmaya tümüyle açıktır. Her ne kadar mektubun sonunda karısına ve kızına hitaben yazıldığı polis kayıtlarına geçtiyse de, mektubun içinde kendini öldürmenin arifesinde olduğunu ima eden bir ifade yoktur. Buda'ya diye başlayan mektup aslında Kurt Cobain'in show-biz'den ne kadar sıkıldığını ve hayranlarına bu işi bırakmayı düşündüğünü biraz dokunaklı bir dille anlatan bir dilekçe gibidir. En sondaki yani karısına ve kızına hitaben kaleme alınmış iki üç satırdaki el yazısının Kurt'a ait olduğu halen kuşkuludur (Buda yaklaşımı bizcileyindir, yoksa Boddah diyor, dostlar falan diye çevrilebilir).
* Kurt'un cesedi bulunduğunda ikinci bir not daha vardı ve Courtney bunu, ta ki aylar sonra Rolling Stone dergisinin yaptığı bir söyleşiye kadar sakladı. Bu notta Kurt, Courtney'i ve hatta Seattle'ı terk edeceğini söylüyordu ama gezegeni terk edeceğine ilişkin bir ibare yoktu.
* Curt Cobain odasında kapalı kalmamıştı. Kapının önüne bir şeyler yığılmamış ve Kurt, ölenin kendisi olduğu anlaşılsın diye sürücü ehliyetini ortalığa bırakmamıştı. Cesedini bulan memur, ehliyetini cüzdanından kendisi çıkartmıştı.
* Silahın üzerinde Kurt Cobain'e ait belirgin parmak izlerine rastlanmamıştı. Ayrıca rastlanması da mucize olurdu, çünkü parmak izi testi, ceset bulunduktan yaklaşık bir ay sonra yani 6 Mayıs'ta yapılmıştı.
* Kurt'un cansız bedeninde, öldürücü dozun üç katı eroin aldığı saptanmıştı; kanının litresinde 1,52 mg zehir vardı. Toplam 225 mg eroin şırınga etmiş olması gerekiyordu, hem de kendi başına. Ayrıca kanında Diazepam adlı pisliğe de rastlanmıştı. Varsayalım ki bu kadar zehri tek başına aldı (ki bu tümüyle olanaksız), bu durumdaki bir insanın değil tüfeğin namlusunu ağzına götürmesi ve tetiği çekmesi, göz kapağını bile açması mümkün müdür? Üstelik bu dozajla Tahtalıköy'e dönüşü olmayan seyahat zaten garantiyken, neden yatağına yatıp huzur içinde ölümü beklemedi. Bir kaç dakika gecikmeden ne çıkardı.
ALINTIDIR